Kontes ve Devrimci: Sophie von Hatzfeldt ve Ferdinand Lassalle'ın Destanı (1846–1881)

 

🌹 Kontes ve Devrimci: Sophie von Hatzfeldt ve Ferdinand Lassalle'ın Destanı (1846–1881)

I. Aristokrat Zulüm ve Genç Şövalyenin Ortaya Çıkışı (1805–1846)

Kontes Sophie von Hatzfeldt-Schönstein zu Trachenberg (d. 1805, Berlin), Prusya'nın önde gelen soylu ailelerinden geliyordu. Annesi Friederike Karoline Sophie'nin, 1806'da Napolyon ile yaptığı cesur bir görüşmeyle kocasını ölüm cezasından kurtardığı söylenirdi. Sophie, 17 yaşındayken, ekonomik ve ailevi politik nedenlerle kuzeni Prens Edmund von Hatzfeldt ile evlendirildi. Düğün gecesinde bile metresini kayıran Kont Edmund'un aldatması, tacizi ve fiziksel şiddeti ile evlilik, başından beri bir işkenceydi. Edmund ona evden çıkma yasağı koydu, tüm maddi kaynaklarını kesti ve hatta çocukları Alfred, Melanie ve Paul'ü kaçırdı.

Sophie'nin bu zorbalığa boyun eğmeyi reddetmesi, aristokrasinin ahlaki standartlarına bir başkaldırıydı. O, 19. yüzyılın başlarında duyulmamış bir talep olan, bir kadın olarak kendi haklarına sahip bağımsız bir birey olmakta ısrar ediyordu. Seyahatler ve aşk ilişkileri (örneğin Kont von Bassenheim ile) sayesinde aşağılanmalardan kaçmaya çalıştı, ancak 1846'da çaresizliği zirveye ulaştı.

Bu noktada, 20 yaş küçük genç hukukçu Ferdinand Lassalle (d. 1825) ortaya çıktı. Kont'un, Kontes'in oğlu Paul'ü mirastan mahrum etmekle tehdit etmesi üzerine Lassalle, Kontes'in kaderini "evrensel insan adaletsizliğinin bir ifadesi" olarak gördü. Kendini, tüm dünyaya ve aristokrasiye karşı başlatılan bir haçlı seferinin şövalyesi olarak görerek, tam sekiz yıl boyunca kendisini Kontes'in haklarını savunmaya adadı.

II. Hukuki Savaş, Sansasyon ve Siyasi Yükseliş (1846–1848)

Lassalle, Kontes adına Renanya'da 30'dan fazla farklı mahkemede dava açtı. Bu süreç, boşanma, velayet ve mali meseleleri kapsıyor, Kontes'in boşanmanın yanı sıra maddi güvence için de mücadele etmesi nedeniyle uzuyordu. Boşanma davaları, sahte tanıklık, rüşvet ve casusluk gibi yasal ve yasadışı yolların kullanıldığı, büyük bir şiddetle yürütüldü. Lassalle'ın arkadaşları Oppenheim ve Mendelssohn'un karıştığı kutu hırsızlığı ile sansasyonel hale gelen bu dava, Lassalle'a ünlü bir şövalye imajı kazandırdı.

1848 Devrimleri patlak verdiğinde Lassalle, hırsızlığı azmettirmek suçlamasıyla hapsedildi. Ancak o, mahkemeyi Kont'u ahlaki olarak yıkmak ve kendi davasını "Özgürlük ve Demokrasi" ile özdeşleştirmek için bir kürsü olarak kullandı. Ağustos ayındaki duruşmada altı saatlik bir siyasi hücum sonrası aklandı. Bu zafer, tüm Rheinland'da Sol'un bir zaferi olarak kutlandı ve Lassalle, "tüm dünyaya karşı tek başına savaşabilen" biri olarak ün kazandı.

III. Siyasi Çevre ve İdeolojik Uyumsuzluk

Beraatin ardından Lassalle, Kontes ile birlikte Düsseldorf'ta yaşamaya başladı. Kontes'in dairesi, 1848/49 Mart Devrimi sırasında bile devrimciler ve siyasi zulüm görenler için bir buluşma yeriydi. Ziyaretçiler arasında Karl Marx ve Ferdinand Freiligrath da vardı. Kontes, Düsseldorf Halk Kulübü'nün saymanı seçilen oğlu Paul aracılığıyla örgütlü demokratik hareket hakkında bilgi ediniyor, Lassalle ile birlikte toplantılara katılıyor ve üçlü ön tarafı kırmızı, yanları siyah, kırmızı ve altın renkli bayraklarla süslenmiş bir arabayla gösterişli dönüşler yaparak halkın dikkatini çekiyordu. Bu büyük bağlılık, Kontes'i yetkililerle defalarca çatışmaya soktu.

Marx ve Engels ile İlişkisi

Bu dönemde Lassalle, Karl Marx ve Friedrich Engels ile tanıştı. Engels, Lassalle'ın gösterişli ve kibirli tavrından hoşlanmazken; Marx, Lassalle'ın enerjisini ve zekasını takdir ediyordu. İkinci kez halkı silaha teşvik etmekten tutuklanan Lassalle, hapisten Marx ve Engels'i davasını hızlandırmaları için yönlendirdi. Lassalle'ın siyasi coşkusuna rağmen, kişisel davası ile devrim davası arasındaki ayrımı yapmakta zorlanıyordu.

IV. Uzlaşma ve Çelişkili Bir Bağ (1850–1864)

Lassalle, hapisten çıktıktan sonra Kontes ile olan ilişkisini sürdürdü. Temmuz 1851'in sonlarında, Kontes'in evliliği nihayet yasal olarak feshedildi ve 1854'te Kontes'e düzenli bir gelir sağlayan bir anlaşmaya varıldı. Bu anlaşmadan Ferdinand Lassalle da faydalandı, çünkü Sophie artık ona ücretini ödeyebiliyordu.

Kontes ve Lassalle'ın ilişkisi büyük spekülasyonlara yol açtı. Aristokrat kontesin, kendisinden 20 yaş küçük bir Yahudi burjuvayla evlenmeden yaşaması, o dönem için tam bir skandaldı. Yakın olmalarına rağmen, kaynaklar onların birbirine ihtiyaç duyan, ancak sevgili olmayan iki yakın sırdaş olduğunu belirtir. Sophie'nin, subay Wilhelm Rüstow ile olan ilişkisi, Lassalle ile neredeyse yollarını ayırmasına neden oluyordu.

Boşanmasından sonraki yıllarda Sophie, Almanya'da ve İtalya'da Lassalle'a eşlik etti. 1859'da siyasi faaliyetlerini desteklemek için onu Berlin'e kadar takip etti ve dekolteli elbiseleriyle çekici bir ev sahibi olarak, alışılmadık fikirlerin tartışmalarından keyif aldı ve sayısız sigara veya puro içiyordu – bu, büyük bir skandaldı.

1863 yılında, Lassalle'ın Genel Alman İşçi Derneği'ni (ADAV) kurarak işçi hareketinin başlangıcını ilan etmesiyle Sophie, bu hareketin gayri resmi üssü oldu. Ancak bir kadın olarak, Prusya dernek yasası gereği ADAV'a katılması yasaktı.

Ancak bu ortaklık, 31 Ağustos 1864'te Lassalle'ın düello sonucu Cenevre'de ölmesiyle trajik bir şekilde son buldu.

V. Lassalle'ın Mirasının Koruyucusu: Kızıl Kontes'in Son Mücadelesi (1864–1881)

Lassalle'ın ölüm döşeğinde intikam almaya ve fikirlerini yaşatmaya yemin eden "Kızıl Kontes" Sophie von Hatzfeldt, rolünü onun siyasi iradesini yerine getirmek olarak gördü. Lassalle'ın naaşını ADAV şubelerinin kurulduğu tüm şehirlerde zafer alayıyla gezdirmeyi planladı. Ancak bu plan, Lassalle'ın annesinin müdahalesi ve polis engeliyle durduruldu; Lassalle memleketi Breslau'da neredeyse gizlice gömüldü. Bu başarısızlığa rağmen, Lassalle tarikatı yaratılmıştı.

Sophie, kendisini Lassalle'ın mirasının tek meşru koruyucusu olarak gördü, ancak ADAV liderliği içindeki kadın düşmanı işçi yetkililerinin direnişiyle karşılaştı. Bir kadın olarak üyeliği engellenince, 1866'da rakip bir parti olan Lassalle Genel Alman İşçi Derneği'ni (LADAV) kurdu. 1869'da LADAV'ın ADAV ile birleşme girişimi başarısız olunca siyasi açıdan önemsizleşti. Bu dönemde Marx, 1865'ten itibaren ondan sadece "o yaşlı fahişe Hatzfeldt" diye bahsediyordu. Sophie, Lassalle'ın mirasına olan katı bağlılığı nedeniyle işçi hareketinde öncü bir rol oynama girişimlerinde başarısız olsa da, erkek egemen bir dünyada fikirlerini savunmaya çalışarak büyük bir cesaret gösterdi.

Birkaç huzursuz yılın ardından, Sophie von Hatzfeldt 25 Ocak 1881'de Wiesbaden'de öldü etti. Dileği, "Lassalle'ın yüce isminin yanında, benimkinin de en iyi ve tek dostu olarak mütevazı bir yer edinmesiydi." Bu onur ona henüz verilmemiş olsa da, Kalkum Kalesi'ndeki anıt ve plaket, onların sarsılmaz dostluğunu ve Lassalle'ın siyasi yükselişine yaptığı temel katkıyı anımsatmaktadır.

Aşağıdaki esinlenerek Google Gemini yardımıyla öykü tarzında yazılmıştır.

David Footman, Ferdinand Lassalle, Romantic Revolutionary, 1947

Astrid Küntzel, “Sophie von Hatzfeldt, Aktivistin der Arbeiterbewegung (1805-1881)”

https://www.rheinische-geschichte.lvr.de/Persoenlichkeiten/sophie-von-hatzfeldt/DE-2086/lido/57c827dfd26f99.41211646

 

“Sophie Gräfin von Hatzfeldt”

https://www.fembio.org/biographie.php/frau/biographie/sophie-graefin-von-hatzfeldt/

 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cambridge'in Kışkırtıcı (Provocative) Dehası: Joan Robinson'ın Entelektüel ve Duygusal Öyküsü

İktisat Eğitimi Öğrencileri Piyasa Yanlısı mı Yapıyor?

Wicksell’den Keynes’e Paranın İçselliği-Dışsallığı Tartışmalarının Siyasa (Policy) Çıkarımları: Krizden Kaçınılabilir mi?